8 Temmuz 2012 Pazar

dolma, sebzeli köfte, piyaz ve tatlıdan oluşan menü

merhabalar..
bu sabah tek gözüm şiş olarak uyandım. tüm gün evde olmama rağmen sabah yedide kalkıyorum, uyuyamıyorum ve sanırım biraz yorgun düşmekten gözümde arpacık tarzı bir şey çıktı. aklınızda olsun demlenmiş çay yapraklarını göze bastırmak şişleri alıyormuş, benimkinde pek işe yaramadı gerçi...
geçen gün yemeğe eşimin bir arkadaşı misafirimizdi. onun için  hafif ve az çeşitten oluşan bir yaz menüsü hazırladım  şimdi sizlerle paylaşmak istiyorum.


ZEYTİNYAĞLI ANTEP USULÜ DOLMA
zeytinyağlı dolmayı ailece çok severiz ,aslında genelde ben ege usulü pişiriyordum(fıstıklı,kuş üzümlü şekliyle), antep usulünü genelde kıymayı kattığımda deniyordum ,bu kez zeytinyağlı antep usulü pişirdim çok hoş oldu bu haliyle de...

Malzemeler:
1 cay bardagı zeytinyağı
3 sogan
1 bardak pirinç
4-5 diş sarımsak
iki kaşık antep salçası
sumak,pul biber,tuz,dolma baharı
bir limon
maydanoz.




Yapılışı:
sogan ve sarımsağı doğrayıp zeytinyağını koyduğumuz tencerede öldürelim, üzerini pirinci atıp biraz kavuralım. salçayı da ekleyip bir kaç kez onunla çevirelim ve 1 bardak su ekleyelim. tuz hariç diger baharatlarını da damak tadımıza göre miktarını ayarlayıp ekleyelim.( ben sumaktan 1 dolu yemek kasığı, pul biberden 2 yemek kaşığı, dolma baharından 1 yemek kaşığı kadar ekliyorum) bir kez karıştırıp, ocağın altını da kısarak pirinçlerin yumuşaması için bekleyelim.10 dakika içinde hazır olacaktır. ocağın altını kapatınca maydanoz ve tuzunu da ekleyelim. harcımız soğurken, dolmalık biberlerin saplarının kenarlarına parmağımızı bastırarak içlerini çıkartıp yıkayalım.( kuru patlıcanımız varsa 15 dakika kaynatıp,tırnağımız patlıcana geçecek hal aldığında soğuk sudan geçirelim patlıcanları) biberlerin içini biraz parmağımızla tuzlayıp harcımızla dolduralım. (1 parmak boşluk bırakalım ki pirinçler şiştiğinde biberler patlamasın) tencerenin dibine biberleri dizelim, kuru patlıcan varsa üzerine onları, en üste de yaprak sarmalarımızı dizelim. 1.5 bardak sıcak suyu 1 limon suyuyla karıştırıp tenceremizin üzerine gezdirelim ve kısık ateşte pişmeye alalım dolmalarımızı. 40 dakika gibi bir sürede hazır olacaktır. afiyetler olsun efenimm..

4 Temmuz 2012 Çarşamba

peynirli poğaça

 Konservatuar yaz tatiline girdi, ve ben evde sıkıntıdan patlamak üzereyim.. aslında bir yandan evde boş boş durmayı, yemek yapmayı, evle ugraşmayı özlemişim ama bazen sıkıcı olabiliyor..yemek yemeyi , farklı tatlar denemeyi ve pişirmeyi seven biri olarak, gurbette yapacak pek te birşey bulamayınca bol bol yemek denemeleri yapıyorum hem isteyerek hem mecburiyetten:)tabi bu yemekleri yaparken en cok ta bloglardaki tariflerden faydalanıyorum:))
Yurtdısında yasadıgımız için eşyalı ev tercih ediyoruz.Dönem dönem tasınmalarımız oluyor,1 ay önce ismayıllı diye bir şehire tasındık ve su anki evimizde fırının olmayışı beni kahvaltı pogacaları ve kekler yapmaktan(eşimi de yemekten) mahrum ettiği için üzücü:) baküdeki evimizdeyken yaptıgım cabuk sabah pogacalarından birini paylaşıcam sizinle..
Cemal Süreya'nın dediği gibi : "Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem/Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı" 



"PEYNİRLİ POĞACA( ANNE POĞACASI)"


Malzemeler:
1 su bardagı yogurt
1 paketin dortte biri margarin
1 kahve fincanı zeytinyagı
yarım limon suyu
kabartma tozu,tuz
kıyılmıs maydonoz
alabıldıgınce un(yaklasık 3 bardak)
2 yumurta
uzerini süslemek için çöre otu ya da susam
içmalzemesi:
peynir
maydonoz
pul biber


Yapılışı:
yag ve yogurtu geniş bir kapta iyice harmanlayalım. tuz, limon suyunu ekleyip tekrar karıştıralım.kabartma tuzu ve maydonoz ile karıştırılmıs unu karısıma ekleyip iyice yoguralım. kıvamına gore un ilave edelim. yumusak bir pogaca hamuru elde edelim. iç malzemesini hepsini harmanlıyoruz. hamurdan ceviz büyüklügünde alıp yassı bi şekilde elimizde açalım.iç malzemesinden koyup istedigimiz biçimde kapatalım. yaglı kagıt serili tepsimize dizelim, üzerine yumurta sarısı sürüp,istege göre çöre otu ya da susam serpelim. önceden ısıtılmıs fırında, 180-200 derecede 20-25 dakika pişirmemiz yeterliş olacaktır. afiyetler olsun efendimm:))

1 Temmuz 2012 Pazar

bakü sokaklarında




"qız qalası (içeri şeher)"

"hazar sahili"
"targovi'de aksam"

Targovi'de akşam..
"bir bahar günü"

28 Haziran 2012 Perşembe

ışıklar şehri

Azerbaycan'ın baskentı baku ısıklar sehridir. aslında baku ruzgarlı şehir manasına gelir. sert ruzgarları cok meshur olsa da ben ısıklar şehri diyorum bu şehre...sehirde hava karardıktan sonra dolasırsanız kendinizi çok otantik bir şehirde hissedersiniz. Genellikle Alman mimarisine ait yapılar, buraya has olan binaların cephesinde kullanılan sarı taş mükemmel gösterir yapıları.